(Please Scroll Down for English)
BİLGELİK EVİ
Sanatçılar: Mohamed Abdelkarim, Burak Arıkan, Mahmoud Bakhshi, Yael Bartana, Mehtap Baydu, Kürşat Bayhan, Ekin Bernay, Burçak Bingöl, Nicky Broekhuysen, Hera Büyüktaşçıyan, Cansu Çakar, Ramesch Daha, Didem Erk, Viron Erol Vert, Işıl Eğrikavuk, Deniz Gül, Beril Gür, Lawrence Abu Hamdan, Ali Kazma, Yazan Khalili, Göksu Kunak, Fehras Publishing Practises, İstanbul Queer Art Collective, Mona Kriegler, Elham Rokni, Natascha Sadr Haghighian & Ashkan Sepahvand, Sümer Sayın, Erinç Seymen, Bahia Shehab, Walid Siti, Ali Taptık, Erdem Taşdelen, Özge Topçu, Ali Yass, Ala Younis, Eşref Yıldırım
Küratör: Collective Çukurcuma (Naz Cuguoğlu and Mine Kaplangı)
Sergi Tarihleri: 12 Eylül – 12 Kasım 2017, Salı-Cumartesi 10:00- 18:00
Sergi Mekanı: Nejat Eczacıbaşı Binası, Giriş Katı, Sadi Konuralp Caddesi No: 5, İstanbul
Makam ve mercileri, ne kadar taçlandırılmış ve kürklere bezenmiş olurlarsa olsunlar, kütüphanelerimize kabul etmek ve bizlere nasıl okuyacağımızı, ne okuyacağımızı, okuduğumuza ne değer vereceğimizi söylemelerine izin vermek, bu sığınaklarımızın nefesi olan özgürlük ruhunu yok etmektir. Geri kalan her yerde geleneklere ve yasalara boyun eğebiliriz; burada ise asla.”
Virginia Woolf, Kitap Nasıl Okunmalı?, 1925
Yüzyıllardır kütüphaneler, kaos ve düzen arasındaki gerilimde yer alan, hayata ve uzaya dair bilgileri düzenlemek, okumak ve yorumlamak için var olan mekanlar olarak algılanıyor ve zaman zaman politik önemleri göz ardı edilebiliyor. Bilgelik Evi örneğinde olduğu gibi, kütüphaneler aynı zamanda araştırma, öğrenme ve paylaşma merkezleri olarak da biliniyor. Bu sebeple de, halk kütüphaneleri, politik güç ve kültürel kimliğin inşası için önemli hale geliyor.
Halk kütüphaneleri, bilgiye ve kültürel mirasa özgür erişimin merkezleri olarak özgürlük için verilen politik mücadelelerde de önemli rol oynuyorlar. Kamusal alan olan bu kütüphaneler, bireylerin bir araya gelerek fikir paylaşımlarında bulunabileceği mekanlar olmasıyla da öne çıkıyor. İster istemez konuşma ve ifade özgürlüğü gibi konuları akla getiren bu kütüphaneler; İstanbul’da Gezi Parkı protestoları sırasında kurulan kütüphane ve iç savaşın devam ettiği Suriye’de geçen sene Darayya şehrinde kurulan “Gizli Kütüphane” örneklerinde de görüldüğü gibi toplumsal direniş, özgürlük ve eylem hareketlerinde de ayrı bir önem kazanıyor.
Biz de bu kütüphanelerin gücünden ve Foucault’nun arşivleri “ifadeleri oluşturan ve dönüştüren” sistemler olarak tanımlamasından yola çıkarak güçlü arşivsel bir dürtü hissediyor ve Türkiye’nin içerisinde ve dışarısında son dönemde şiddetini artarak deneyimlediğimiz bilgi sansürüne ve güncel sosyo-politik duruma ışık tutmak amacıyla, konu üzerinde göz ardı edilemeyecek söylemi olan sanatçılar ve araştırmacılarla kendi arşiv-kütüphanemizi inşa ediyoruz. Varlıkları tehdit altında olan kitapların doğalarına felsefi, sosyolojik ve politik açılardan tekrar bakabilmeyi hedefleyen “Bilgelik Evi” sergisiyle soruyoruz: Arşivi yeniden, beraber düşünmenin sonuçları neler olabilir?
Gökcan Demirkazık ile beraber kurulmuş olan Kolektif Çukurcuma Okuma Grubu, “Nasıl bir araya geliriz?/Nasıl ayrı düşeriz?” başlığı altında her hafta okuma buluşmaları düzenleyecek. Sanatçı, akademisyen ve küratörlerin de davetli konuşmacı olarak katılacağı bu buluşmalar Perşembe günleri saat 19-21 arasında gerçekleşecektir. Katılım herkese açıktır; ancak mekân kapasitesi sınırlı olduğu için collectivecukurcuma@gmail.com’a kayıt için email atılması gerekmektedir.
*Bilgelik Evi, 8. yüzyılın başlarında Bağdat şehrinde farklı coğrafyalardan toplanmış, çeşitli dillerde felsefe, sanat, bilim ve tarih alanlarında yazılmış binlerce kitabın bulunduğu bir kütüphane (Bayt-al Hikma) olarak kurulmuştur. Her gün çatısı altında Arapça, Farsça, Latince, Grekçe ve İbranice’den dönemin en önemli felsefe ve bilim kitapları çevrilmiş ve bu sayede Bilgelik Evi farklı coğrafyalardan yüzyıllar boyunca izlenen bir araştırma merkezi haline gelmiştir.
**Bilgelik Evi, 15. İstanbul Bienali kamusal programı kapsamında gerçekleştirilmektedir.
—–
HOUSE OF WISDOM
Artists: Mohamed Abdelkarim, Burak Arıkan, Mahmoud Bakhshi, Yael Bartana, Mehtap Baydu, Kürşat Bayhan, Ekin Bernay, Burçak Bingöl, Nicky Broekhuysen, Hera Büyüktaşçıyan, İstanbul Queer Art Collective, Cansu Çakar, Ramesch Daha, Işıl Eğrikavuk, Didem Erk, Viron Erol Vert, Deniz Gül, Beril Gür, Lawrence Abu Hamdan, Ali Kazma, Yazan Khalili, Göksu Kunak, Mona R. Kriegler, Fehras Publishing Practises, Elham Rokni, Natascha Sadr Haghighian & Ashkan Sepahvand, Sümer Sayın, Erinç Seymen, Bahia Shehab, Walid Siti, Ali Taptık, Erdem Taşdelen, Özge Topçu, Ali Yass, Eşref Yıldırım, Ala Younis.
Curators: Collective Çukurcuma (Naz Cuguoğlu and Mine Kaplangı)
Exhibition Dates: September 12 – November 12, 2017, Tuesday-Saturday, 10 AM-6 PM
Location: Nejat Eczacıbaşı Building, Ground Floor, Sadi Konuralp Caddesi No: 5, Istanbul
Reading Group Meetings: On Thursdays, 7-9 pm
“To admit authorities, however heavily furred and gowned, into our libraries and let them tell us how to read, what to read, what value to place upon what we read, is to destroy the spirit of freedom which is the breath of those sanctuaries. Everywhere else we may be bound by laws and conventions-there we have none.” Virginia Woolf, How Should One Read a Book, 1925
Throughout centuries, libraries have been perceived as places where information on life and space are organized, read, and interpreted, but at certain times whose political significance are underestimated. As in the example of House of Wisdom*, libraries are also known as centers of research, learning, and sharing. Thus, public libraries have been important symbols of political power and formation of cultural identity.
They play a significant role in the political struggle for independence, as centers of democratic ideals, such as free access to cultural heritage and information. As public spaces, they are essential for bringing people together to share information. Touching upon the subjects of freedom of speech and thought, and as the examples of the library formed during Gezi Park protests in Istanbul and the “Secret Library” founded last year in Syria’s Darayya indicate, libraries become even more important during times of collective resistance and protests for freedom.
Based on the power of the libraries, and Foucault’s notion of the archive as “the general system of the formation and transformation of statements,” we follow our archival urge and build our own archive-library. To shed light on the increasing levels of censorship on information and the current sociopolitical situation in and around Turkey, we invite artists and researchers to take part in the project. “House of Wisdom” exhibition, aiming to rethink the political nature of books, whose mere existence is under threat, asks: What could be the consequences of collectively rethinking the archive?
In House of Wisdom, Collective Çukurcuma Reading Group (founded with Gökcan Demirkazık) will organize weekly reading discussion sessions around the theme of “How do we come together?/How do we fall apart?” Also featuring artists, academics, and curators as invited speakers, reading group sessions will take place on Thursdays between 7 and 9 pm. Open to all; please register by sending an email to: collectivecukurcuma@gmail.com
*House of Wisdom (Bayt-al Hikma) was a library founded in the beginning of the 8th century in Baghdad, where thousands of books in various languages from different regions, on philosophy, art, science, and history were housed. Researchers from different regions came together to make research, and work on techniques of translation, writing, and discussion.
** House of Wisdom is realised within the scope of the 15th Istanbul Biennial’s Public Programme.